29 Eylül 2010 Çarşamba

YÜREĞİM NAR MEVSİMİ



Yüreğim nar mevsimi
Değme yaram derindedir
Fidanım kıyımlarda
Bir biz mi kaldık boynu bükük
Elleri zincir /



Nar çiçeği açar dağlar
Suyu nar, rüzgarı nar…

Gözlerim nar tufanı
Dalından utan ey kalem!
Bu tarih böyle miydi?
Sevdanın çağını söyle
Dikenli teller niye bağlamamızda?
Ezgiler nar vurgunu
Ateşim şahdamarımda
Bir biz mi kaldık yangın yürekli
Dilleri lal /



Nar tanesi döker teller
Soluğu nar, türküsü nar…

Umudum nar ormanı
Her gün yeniden sürer tohum
Can-sevdam bire bin
Nar dirençli, toprak yüzlüm
Güneşim karanlığa
Bir biz mi kaldık zifirler kucağında
Yüreği mayın /



Nar fermanı yazar çağlar
Günü nar, yarını nar…



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI


( Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987 )

8 Haziran 2010 Salı

BAĞDATLI ÇOCUK


Resim: Esvan ÇAKMAKÇI

Ey gidi çok pasaportlu efendiler
çağcıl canavarlar
çağırmadan gelirseniz
yedi kıta/her iklimdesiniz

tank, füze, bombardıman uçaklarınızla
toksinler, şırınga edersiniz barış şarkılarına
en olur - olmaz yerinde düşünürsünüz
bir kuşun sevincini umarsızlığa
sömürgeci rüzgarlar estirir buluşlarınız
kimyasal şafaklarda soluksuz kalır çiçekler
katranlaşır yeşille öpüşen maviler
çığlıkları ulaşır gökler katına karabatakların,...
uğramaz bir türlü yüreğinize / sevgisi insanlığın

sizler dünya kurulduğundan beri varsınız
yok etmek üzere insana özgü güzellikleri
Saddam'ın omzunda Dehak'ın çıbanısınız…

Sana bir ben ağlıyorum / Bağdatlı çocuk
Halepçe'de suskundu babalarınız
ağıtlar coğrafyasıdır/Fırat-Dicle arası
yüreğimin her dem kanayan yarası..

Ezilenlerin her zaman yoldaşıyım
dayanamam çocuklara ve çiçeklere asla...

sana / ben yanmaktayım yalnızca
sandığında çeyizi kalmış Arap kızına
ateşlar yağarken cemreler yerine
Petrol sarhoşu batı'nın ne sen umurundasın
ne de Kuveytli umurunda...

İnsanlık adına bilmem kaç bin sorti
cehennem düşmüş Babil bahçelerine
duygularım karmakarışık / öfkem Asuri
ölümü izlerken canlı canlı
yirminci yüzyılın bitiminde
sesleniyorum sana,


Ey Hammurabi!
Ey yiğit Kawa!
bu ne biçim insanlık
bu nasıl yasa...



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

7 Haziran 2010 Pazartesi

UMUDUN HER ZAMAN YEŞİL

Fotoğraf : Pinyaniş Aşireti Blogu


Yıkılmalı duvarları nefretin
bir evrensel haykırıştır türkümüz
kulakların açık kalsın yerküre
barış çiçekleri kök saldı / salacak
yıkılsın ayrılığın tel örgüleri
mayın tarlaları ırkçılığın
uyanmak dumansız sabahlara
paylaşmak her rengi kardeşçe
barış şarkılarını
her dilden, her nefesten

Bilincin açık kalsın yeryüzü
sevdikçe ışıl ışıl ormanlar
çözüldükçe dikenli yumağı hudut boylarının
sarmalar tüm ülkeleri kardeş denizler
halklar renk renk
milyonlarca umut goncası çocuklar
bir dünya tek bahçedeler...

sömürü / savaş / kirlilik
karbeyaz gecelerimden çekil de git
umarsızlık bulutunu çoktan tükettik
sevgimdir çarpar sahillerine ülkelerin
yağar bahçelerine insanlığın
barış çiçeklerim köksaldı yerküre
yüreğin açık kalsın insan kardeşim
umudun her zaman yeşil...




ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

KANAR BOSNA-HERSEK

Resim : Esvan ÇAKMAKÇI


"Sesler" gelirdi Üsküp'ten / her dilden
şiirin yurduydu Piriştine
Zagrep Dağlarında ışıldardı
özgürlükleri halkların
bir zamanlar/barışın ülkesiydi Yugoslavya
desen desen yükselirdi şarkılar
çok sesli tablolarında ressamların
coşar dururdu mavi Tuna
ne çok imrenirdim kardeşliklerine
Boşnak / Sırp / Hırvat / Arnavut ve diğerleri
her dem aydınlıktı Adriyatik
Özgürlük / Barış / ve Eşitlik...

Akardım Tuna'lara olurdum Murat
aşardım tüm yasak hudutları
telörgülere inat
yüreğimde bir çocuk sevinci
kucaklardım ülkesini Tito'nun
sunmak isterdim içerden
dünyanın en güzel çiçeklerini...

Şimdi /
saksıda çiçek
beşikte bebek kurşunlanıyor
izliyor tüm Dünya
Avrupa'nın ortasında
haçlı nefretiyle saldırıyor Sırp milisleri
ipince minareler/
ve dokunmaya kıyamadığın Boşnak kızları
ödüyorlar Osmanlı'nın ahını
kirletiliyor ak tenleri
bakıyorum Tuna'ya/silme kan
ne renk renk gül bahçeleri
ne vals yapan insanlar
ölüler gömüyor ölüleri...

burası Avrupa'nın ortası
ikibin yıllarının haçlı orduları
terkilerinde eski soykırımcılar
tanımlanmayan hayvani bir kin
ve insanlığa aykırı öfke
kuşatıyorlar ipince bedenini Boşnak kızlarının
bir kez daha düşüyor maskesi Avrupa'nın
izleniyor çok sesli ölümlerin senfonisi
semirdikçe semiriyor Sırp milisleri
kan damlıyor gözlerinden Boşnak ananın
yüzlerinde yoksulluk, ezilmişlik, hüzün
ne çok benziyorlar Şırnak analarına
ölümü besliyorlar Avrupalı Saddamlar

Sayfalarında tarihin
Bosna - Hersek bir Halepçe'dir artık
Filistin yarası
kanar durur Avrupa'nın arka bahçelerinde
insan olanın yüreğinde
dupduru ırmakların kanlı destanı
gayrı kuşaktan kuşağa bir ağıttır
ne bu acı diner
ne de silinir izleri
ve de Avrupa'nın iki yüzlü halleri....




ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

EZİKTİR EZGİLERİ AZERBAYCAN ' IN

Resim : Esvan ÇAKMAKÇI

Aras'ın öte yakası
ağlar kan gülleri / vakit zemheri
cerenim / bala cerenim
desmalın bende yadigar
tank sesleri düşer ince tenine
yüreğimin tar'ı çekilir dara
Halepçe'de kavrulan gözlerim
Bakü'ye bakar ağlar
/ağlar süt balalara...

Peşmerge yazgılı yağşi filizim
bağban olmuş bağlarına talancı
insanlık / özgürlük / barış adına
vurur bu dem
vurur öldüresiye
çarpar baruttan nefesi
salınır küçelerinde yaban elin neferi
Aras'ın öte yüzünde
bala cerenim
Botan yalnızlığı düşer sesine...

Bakü limanında demirler hüzün
ezik gelir ezgileri Azerbaycan'ın
yaslanır Kars'a
ne ben katlanırım bu sızıya
ne de Ağrı dayanır
yüreğimin Aras'ı salınır sana
kardeşliğin elvan elvan çiçektir/ Dicle boylarında
el değmemiş kızların muradında saklanır
çıkar dağlara...


ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

ADIN SABRA OLSUN

Fotoğraf : Arat ÜNSAL


Daha dün şuracıkta gülşenler vardı
Berrak ırmaklar, çiçekler, kuşlar, çocuklar…
Çocuklar şimdi mahzun
Gerisi resimlerde kaldı
Irmaklar kan ve irin
Güllerin yerinde güdümlü füzelerin
Uygar Avrupa nerdesin?

İnsanlık, kardeşlik ve sevgi
Bitmeyen bir senfoni…
Oysa daha dündü yaşadık
Filistin kıyımını
Hem kıydırdın, hem oturup ağladın!

Ey gözü mavi, sacı sarı küçük kız
Adın Sabra olsun
Yüreğin Şatilla Şatilla
Yıkılsın ikiyüzlülük ve yalan
Sevgiyi çoğaltsın zaman…


ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987 )

ACININ BEŞİĞİNDE FİLİSTİN

Resim: Esvan ÇAKMAKÇI


Sen doğarken yavrum
güneşini kurşunu dizdiler Filistin’in
zifirlere gömüldü
ak cemadanlı şahinim
ve yurdum
sen babanı göremedin
yüreğinde hasretiyle vuruldu
şarkısı susmadı
Şeria’da Sabra’da, Şatilla’da
yetimim, garibim,
mülteciyim öz yurdumda
ölürüm zincire vermem halkımı asla…

Seni büyütüyorum yavrum
kardelen coşkusuyla
kuşağında kan güllerinin
savaş, bir yaşam biçimi
bu toprakların her şafağında
zeytinler bile kurşunlanıyor
barışa dallanmasınlar diye
büyütüyorum seni
Filistin’in ak günlerine
yüreğine kin, nefret değil
sevgimi ekiyorum
özgürlüğün hasretiyle yanarak…

Gurbet olmuş
kanar içimizde
acının beşiğinde Filistin
onurumuz, yarınımız, yurdumuz
şarkısını eksiltme yavrum
babanın
uğrunda ölüm olsa bile



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Yaralı Coğrafyam / Kerem Yayınları 1989 )

16 Mart 2010 Salı

YANAR HALEPÇE HALEPÇE

HALEPÇE SOYKIRIMI - Fotoğraf : Ramazan ÖZTÜRK

Gülşenim bir damla kandır atlaslarda
Halepçe bir sızı bile değil
o çağdaş (!)
o uygar ve demokrat zihinlerde
gündeminde yokum insanlığın
gündeminde olamadım hiçbir zaman
hey insanlık insanlık…

O nedenle ey Şerko
sana yanarım derdimi
dilli kavalıma kulak ver
dillerim lal şimdi
elim kolum prangalı
gözlerim kavrulmuş yanmış
bak yine çığ düşmüş hasretime
onyedi dağın güneşi
çığlık çığlığa çağırır seni…

Bu halk döğüşü bilir Şerko’can
sevmeyi bildiği kadar
arkadan vurmayı asla
kalleşliğin ve soykırımın kimyası bu
Halepçe’de beş bin can
artık et, kemik ve kan değil
biraz hardal gazı
biraz tabun ve karbon…

Gündeminde yokum uygar dünyanın
oysa şu an
İnsan Hakları üzerine bir yeşillik doğruyor Avrupa
ince kıyılmış, parfüm kokulu
ve sülfür hardal yağıyor kıbleden
tarihinin kimyasında yanıyor yaralı coğrafyam
gen’ine kodluyorlar tutsaklığını
Musa, İsa, Muhammed ehli
ve çağdaş mehdileri insanlığın
şerefe kan içiyorlar doruklarda…

Kime havar Şerko’can
ah kime havar?
Yüreğim redox denklemi
yanar Halepçe Halepçe…



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Yaralı Coğrafyam / Kerem Yayınları 1989 )

21 Şubat 2010 Pazar

BİR AK BULUTUM ŞİMDİ

Fotoğraf: Dr. Mehmet GEMİCİ


Bir ak bulut olsam Erek Dağı’nda
İnsem ovama erken
Süsem-sümbüle versem kanımı
Süzülsem kekik kokan yamaçlardan
Kınalı ellerden
Esmer tenlerden

Botan’ da bir damla
Van Gölü’ nde nem olsam
Bilirim bu rüzgarlar
Sevdama esmektedir
Erek Dağı’nda güneş
Yedi kez doğup
Yedi kez batarken
Benim kahrımla yanıp sönmektedir
Ne yaman şivandır yüreğimde
Bilen bilir
Duyan duyar…

Ve bu rüzgar
Ve bu güneş
Alır Van Gölü’nden beni
Cilo, Suphan, Ağrı’ya
Bir ak bulutum şimdi
Nemrut’a sağarım hasretimi
Ben asla tükenmedim
Gülyarim dayanır mı bilmem ki?

Ey İbrahimler tuzağı Nemrut!
Ey Engidu’ya nar Gılgamış!
Çıkıp gelin bir seher anı
Gelin görün hallerimi
Devrana sorun gülşenimi…

Bir ak bulutum şimdi
Fırat’a, Dicle’ye, Aras’a
Kızılırmak’a yanmaktır meylim
Çağ, sevgi çağı değildir artık
Kan-barut zamanıdır
Ben sevda yüklüyüm…


Bir ak bulutum yamaçlarda
İnemem ovama neden?
Bak Harran paramparça
Malabadi kan ağlamada
Palandöken’de bir nevruz
Kahrımı duymadadır,
Sıkışıp kalmışım
Dört yandan
Beş kıtadan
Ne yaman sevdadır
Bu nasıl devran…

Ey tarihi yapan eller!
Söyle Urartu-Asur aşkına
Ey Hammurabi!
Katmer beyaz güllerin
Vebali kimlerindir
Nerde tanrıya uzanan bahçelerin?

Bir ak bulutum şimdi
Nuhların ülkesinde
De ki Ağrı, de ki Cudi
Dört yanım yaralıdır benim…

Böyle mi olmalıydı?
Diyarbekir burçları
Fırat’ın yazgısı
Harran’ın bağrı?
Bin bir nazla büyüttüğüm ağaç
Meyven zehirli mi olmalıydı?
Zaman, kavga zamanı yine
Ben sevda yüklüyüm
Bir ak bulutum mavilerde



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987 )

28 Ocak 2010 Perşembe

BERİVAN ZAMANI



 



Beyaza düşen kırmızı

çiçekler tarihine gül kıyımı diye yazılsın

Her iklimde yanarım

Kar ve kan tufanı bu yerde...

Süzülür sol yanımda isyan

açılır yaprak yaprak

tütünü Şemdinli’nin

ben seni kaçak sevmişim

gizli sararım sabrıma...

Zap Çayı’nda acılarım demlenir

haberler gelir kanlı

dökülür beyaza en kırmızı…

Öfkem göklere ulaşır

Berivan zamanı...
 

ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

(Yaralı Coğrafyam/Kerem Yayınları-1989)