16 Aralık 2009 Çarşamba

ÇAPRAZ HÜZÜNLER İÇERİM


Alıp başımı gitsem dağlara
döksem tanyerine ağrılarımı inceden ince
tel tel bağırsam
gümbür gümbür dinlesem seni
/ sen beni dinlemiyorsun...

Çapraz ateşlerin yalımlarında
çapraz hüzünler içerim
dinmiyor bu acı
dindiremez yabanelin ilacı
dağ vurgunu yemiş
en güzel yanım
beni şair eden yanım
/ ırmak olmuş akıyor kanım

ufku çalınmış maviye benzer
mavisi tutuklu denize
susturulmuş artık renklerin senfonisi
silinmiş haz veren cümle sesler
düşürülmüş kalesi
acem kürdi faslının
/ hey güzel canım
/ incinmiş yanım

hesabını kim tutar bu yazgının
gül kıyımı vurumunda dizeler
/ ne herrani
/ ne şirvani
kırılmış dizler
bükülmüş beller...

Hep istedim yanyana
solusun iki yanım
iki omuz başında yeşersin güller
hey heval can yoldaşım
neylersin tutuklu sözler
beni dinlemiyorsun
alıp başımı dağlara mı gitsem
moru tüketilmiş dağlara
çimeni kan bağır olmuş doruklara

incinmiş, kırılmışım / ederim sitem
gönül koyarım
şafaklara çığ düşüren rüzgarlara...

Şu an dilime kürdi bir hoyrat takılıyor
tel tel sarıyor sensizlik
rumeli türkülerinde
ve doğudan hüzün esiyor
çapraz düşüyor yüreğime sancısı
yüzün çekiliyor gel-gitlerinde yangının
/ yine tan ağarıyor
/ ağrıyor her yanım...



ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
(Şiirimin Dili/Yorum Yayınları 1994)

11 Eylül 2009 Cuma

ÖLÜMÜN SON DURAĞI

Resim: Ayla ÇITAK


Ölümün son durağı bu zindan
yaşam seninle sürüp gidecek Selvi’ can
surlarına umut ektim Diyarbekir’in
biraz gökyüzü, biraz nehir
bu çiçek seninle büyüyecek.

Onurlu bir kavganın eriyim kızım
kıyımlar tarihine bir yaprak
bu çağın kanayan yarası
zulümun yolu-yöntemi her yerde aynıdır
burada en katmerlisi

aha ölüm bir soluk ötemde duruyor
ölümden korkan kim?
Hele gelsin görelim…

Sakın ağlamayasın Selvi’ can
işkenceciye bu zevki verme sakın
düşürme umudu yangın yerine
yazmalısın şiirini direnişin…

Bu bir ölüm orucu Selvi’ can
yasak bir şarkının başkaldırışı
insanlık onurunun haykırışı zindancıya…

dimdik duruyoruz/ günlerdir aç
şiirim yarım kalmasın sakın
yazmalısın/yazmalısın Selvi’ can
geceler örtmesin bu insanlık ayıbını…

Yanımda en can kardeşim/ öldü!
Yüzümde Diyarbekir nişanı
alnında o kara yazgı
elleri ellerime kenetli Heval’ım
zorla koparıp aldılar seni
yüreğin avuçlarımda sımsıcak kaldı
ölüm utandı
zulüm utanmadı bu kıyımdan…

Ölüm ne kadar yakınsın
haykırsam yorumlar mısın Diyarbekir’i?
Gürül gürül akan yaşamı
Dicle boylarında
ya da doruğunda Süphan’ın
biten elvan elvan çiçekleri
kelebekleri, kuşları ve insanlarıyla
yadsıyabilir misin güzel yurdumu ?

Beni adımla çağırmalısın ölüm
kimliğimle kuşatmalısın
canımı alabilirsin bildiğince
ben bildiğim dilden sürdürüyorum direnişimi…

Ölüm içime girdi Selvi’ can
“Uğrunda ölünür” dedikleri bu işte
kollarım, bacaklarım tutmuyor artık
gözlerim devraldı nöbeti
gözlerim görüyor/konuşuyor/dinliyor
gözlerimle ısıtıyorum direnen kardeşlerimi
gözlerimle tükürüyorum yüzüne kırımcının
gözlerimle yorumluyorum tarihi
ve gözlerim söylüyor kurtuluş türkülerini…


ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Yaralı Coğrafyam / Kerem Yayınları 1989 )

22 Ağustos 2009 Cumartesi

DİLİMDE İKİ SUS


Bir sözü / çok gördünüz bana
içimde ağlar çocuk
gözlerim koca adam
bakar dururum kana
konuşsam oysa
çözülür gelir düğüm
o kaç bilinmeyenli denklem
ve açılır gizemdeki ayrıntı
ayrıntıdaki güzellik
düğmelerin ötesindeki gerçek...

aman soluksuz bırakma yüreğini
öldürme sevgi çiçeğimizi
koşulsuz, önyargısız / konuşmalıyız
önce şiirler okuyacağım / gülşen dilinden
öne çıkacak içindeki çocuk
sevgi panzehiridir her türlü nefretin
birlikte söyliyeceğimiz türküler adına
susacak o zaman / silahların senfonisi
sana can kardeşliğimi sunacağım
omuz omuza duracak kimliğim
bir sözü verseler bana /dinlemeyi sana...

Tam bin yıldır kardeşiz
Yemen'de gülüz-çimeniz
Çanakkale'de vurulmuşuz yanyana
emperyalist işgallere karşı duranda
namus günü demişiz
bu ortak kavgamıza
ve siper etmiş göğsünü Kürt uşağı
Türk kumandanına...

Kurdun - kuşun sesi var
rüzgarın / bulutun / gökyüzünün
gökkuşağının yedi rengi / yedi nefesi
tohumun / tomurcuğun
akar - akmaz suların bir dili
küskünlüğün, sitemin bile
benim dilimde iki sus / iki es / iki uçurum yarası,
oysaki ben söylemesem
yetim kalacak sevda bahçelerimiz
devşirip, pişirdiğim gül sözler
düğümlenip, oturacak yüreğimize...

Saplanır iki yandan hançer
süzülür iki türlü kan
biter, tükenir ırmak
analar yüreğindeyim / isyan isyan !!!
kanımsanan bu yaranın havarındayım
iki ayrı gözde tek damla yaş
/ağlıyor Edirne
/ağlıyor Van...
ölümün türlüsü yok ki
ağlamanın çeşidi olsun
kabardıkça kabarıyor yangınım...
Gözlerimde iki kan nehri
dilimde iki sus
iki zincir yarası
kardeşlik şarkıları düğümlenir içerimde
beni susturdunuz !
dağlarda silahlar konuştu benim yerime...

mutlaka konuşmalıyım
kıyametler ortasında
yangının gözesindeyim
nabzımın her vurumunda ölüm
gelir oturur şah damarıma
bu kan seli
bu can tufanı efendiler
boğar ırmakların döl yatağını
yazık olur Deniz' lerin sevdasına
kıran düşer tomurcuğa / fidana
omuz omuza verilen kavgalara
tarih yapraklarına
bu kan herkesi yakar efendiler...

Yaşamın bileşkesinde yanyana
ortak paydalarda kardeşlik...
öncelikle ben konuşabilmeliyim
ve susmalı ölümün şahinleri
sürmeli türkülerimiz
birbirine karışmalı seslerimiz
"aslını yadsıyan haramzade" demişler
onurlu, kişilikli insan güzel
ve insana özgü renkler
kaldı ki yüreği tüm insanlara açık
acıların, kıyımların öznesi halkımızın...
tüm insanların sevinci
bu nabızda atar...
gel bu bahar
İzmir dağlarında yakalım newroz ateşini
burcu burcu kardeşlik ve barış
önce harmandalı
sonra omuz omuza govent çekeriz
istediğimiz eşitlik / kardeşlik / ve kimliğimiz
adını İstiyoruz ülkemizin
şarkılarımızın dilini
ve benliğimizi....
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

26 Mayıs 2009 Salı

SEN GÜLİSTAN GİBİ

Resim : Ayla ÇITAK

Van Gölü’nde eser yeller delalım
Işıklar görünür Vestan’dan tek tek
Seyrek, titrek
Lavojan getirir dalgalar
Süphan gelin gibi
/Yani senin gibi, karşımda
Gözlerime kardan duvar çekilir

Seni söyler/
Seni ister bu gönül.

Bir ateşsin, içimdesin delalım
Ben sana sevdalı
Ben sana vurgun
Bir mavi desmaldır ayrılığımız
Nemrut ciran gibi
/Yani hasretin gibi, içimde
Ellerime kordan zincir vurulur

Seni gözler /
Seni özler bu gönül.

Bir yel savurur perçemini
Kokusu bende tüter
Bir sevda ki içimizde
Bizi yakıp köz eder
Vestan gülistan gibi
/Yani sevdan gibi, kalbimde
Dillerimde yılan zehir akıtır

Seni diler/
Seni bekler bu gönül…


ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987 )

18 Mayıs 2009 Pazartesi

AH CAN GÜLÜM !




Hangi demde çalarsa mavi
gözlerinin vurumlarında / yüreklenirim
yürürüm çekilmiş hançerlere
yere çalınmış türküler uğruna / ölürüm


Bu fasıl / çok boyutlu havardır
dam dolusu isyan
kuşanmışım şiirlerimi geliyorum sana
hasretin yeşerir dizelerimde
dolanır dört düvelde
yakılır şiirlerim...


ben demesem de / sen dinlemesen de
bu güneş böyle doğacak
ateş yanacak
gülün rengiyle uyanacak sabahlar
hüküm giymiş zamanların ahını
çekecek sızım sızım sular
bitecek zulüm.

Sonra gözlerinin vurumunda gökkuşağı / özgürlüğün
dolacak haneler dolusu sevinç
yüzü gülünce yaralı halkımın
yeşerecek barış çiçekleri
açacak o bembeyaz gülüm
ah can gülüm...
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili / Eko Yayınları 1994 )

7 Mayıs 2009 Perşembe

YARALI COĞRAFYAM




Yaralı coğrafyasında yüreğimin
kanar her soluğunda seherler
gündeminde bir mülteci hoyrat
dolanır durur ölümüne
melek maskeli cellatlar...

Ben şafaklara söz verdim
suların akışında
sulardan mavi umutlarımla…

Dayanmıyor yüreğim
yeter artık ölmeyin !
ülkemin civan çocukları
bugün, yarın ve hep…
direncim, umudum, sevinç goncalarım
birlikte varmalıyız aydınlığa
birlikte göğertmeliyiz ak nevruzları ...

Ben ateşlere köz verdim
dağların doruğunda
dağlardan kavi direncimle…

Kaçınılmazdır, inanıyorum
yırtacağız bu kara geceyi üstümüzden
çünkü al-yeşildir türküsü Diyarbekir’in
coşarak gelin burçlarından
Van Gölü mavisi özlemime
süreci barış olsun zamanın ...

Ben yüreklere ses verdim
şiirlerin imgesinde
şiirden öte türkülerimle…

Ey kanayan coğrafyam !
Ey yadsınan tarihim !
Bak civanlarım govent çekiyor
Nevruza kesmiş doruklarda
kendileri kartal, yürekleri güvercin kardeşlerim...

Ben göklere renk verdim
denizlerin sevdasında
Deniz’e özgü hasretimle…
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Kanımda İki Su/Yorum Yayınları 1987 )

2 Mayıs 2009 Cumartesi

DEĞİRMEN SANAT EVİ


Yalıkavak'ta restore edilen bir değirmen sanata ev sahipliği yapıyor. Değirmende Ayla Çıtak resim sergisi ile birlikte Ömer Civano Çakmakçı şiir kitaplarını imzalıyor. Bodrum Yalıkavak yolu üzerinde bulunan değirmenler restore edilerek sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Restore edilen değirmenlerde resimleri sergilenen Ayla Çıtak böyle bir ortamda olmaktan mutlu olduğunu ifade ederek, "Eserlerimi burada sergilemek beni mutlu etti" dedi. Sergi ile birlikte şiir kitaplarını imzalayan yazar Ömer Civano Çakmakçı ise değerli bir ressam ile birlikte aynı etkinlikte yer almaktan mutlu olduğunu söyleyerek, "Bu güzel ortamda sanatseverler ile birlikte olmaktan çok mutluyum" dedi. Değirmenlerde düzenlenen etkinliğe çok sayıda sanatsever katılırken, sergiyi gezen davetlilerin de oldukça keyifli olduğu gözlendi.
Eklenme Tarihi: 20/08/2007

Kaynak:Kent Haber
Yaziciya Gönder
Haber Videosu

Yorumlar
şiir
uzaklarda, gurbette olduğuma mı üzülsem yoksa babamın sergisine iştirak edemediğime mi kuş olup uçamadığıma mı yansam yoksa kanadı kırık halkımın haline mi aşıp dağları varamadığıma mı kahrolsam yoksa dağlara çıkıp isyan edemeyişime mi
Devran - 29/08/2007
resim
büyük üstad ve dünyalar güzeli annemin bu sergisinde yanında olamamktan dolayı üzgünüz!ama açmış olduğu bu anlamlı serginin diğer sergiler gibi değerli ve başarılı olduğu kanısındayım!başarılarının devamını diler tebrik ederim!sanatçı annenin sanatçı oğlundan sevgi ve saygılar!
sacit - 27/08/2007



Resim ve şiir yel değirmeninde buluştu
23 Ağustos 2007 Perşembe 10:34:48

Bodrum’un Yalıkavak beldesinde restore edilen tarihi yel değirmeni resim ve şiir sergisine ev sahipliği yaptı. Değirmen Sanat Galerisi olarak hizmete giren 670 m. rakımlı Kartal tepesinde 220 yıllık tarihi yel değirmeni restore edilerek sanat galerisine dönüştürüldü. Açılışı yapılan Değirmen Sanat Galerisi’nin eski taş duvarlarındaki şiir ve resimleri gören sanatseverler şaşkınlıklarını gizleyemedi. Yunanistan manzaralı değirmendeki sergiyi ilk gün 2500 kişi gezdi.

--------------------------------------------------------------------------------


Yunan adalarından da rahatlıkla görülüyor:

Avukat ve sanat danışmanı Muammer Mehmet Kaya Yalıkavak beldesindeki Kartal tepesinde bulunan altı yel değirmeninden kendisine ait olan arsada bulunan 220 yıllık tarihi taş değirmeni restore ederek, Değirmen Sanat Galerisi’ne dönüştürdü. Bodrum- Yalıkavak yolu üzerinde ve yarımadanın en yüksek tepelerinden 670 m. Rakımlı tepede hizmete açılan sanat galerisi bulunduğu tepenin 360 derece panoramik manzarası ve Yalıkavak’ın eşsiz günbatımı ile sanatseverleri hayran bıraktı. Sanatseverler resim, şiir ve eşsiz günbatımı manzarasını, güneşin kızıllığını aynı anda izleme fırsatı buldu.

Yunanistan’ın İstanköy (Kos) , Kilimli (Kalimnos) ve Leros adaları ile Gökova ve Datça’dan rahatlıkla görülebilen Ege manzaralı tarihi taş yel değirmeninde ilk sergiyi Ankara’da sanat yaşamını sürdüren ressam Ayla Çıtak ile Ankara Ulucanlar Göz Hastanesi Başhekimi Op.Dr. ve şair Ömer Civano Çakmakcı açtı. Çıtak’ın yağlıboya ve suluboya 45 eseri ile Çakmakcı’nın 35 adet büyütülen şiirleri değirmenin taş duvarlarına asıldı.

Anadolu’nun şiirleri resimle bezendi:

Sergi’nin açılışını Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Saruhan, Hakim Şerafettin Şanver, avukat Muammer Mehmet Kaya sanatçılarla birlikte yaptı. Çıtak’ın son üç yılda gezdiği Anadolu’nun 45 noktasından yörenin kültürünü ve yaşamını anlatan resimlerini tanıttığı sergide Çakmakcı’da değirmen içerisinde sanatseverlere yazdığı son şiir kitabı “Şiirimin Yarası”ndan eserler okudu.

Ressam Çıtak “Şiir ile resmin aynı anda bir mekanda buluşması, Bodrum’da bir ilkinde gündeme gelmesini sağladı. Anadolu’nun kültür ve insan güzelliğini yaşatan resimler , Çakmakcı’nın yine insanı ve doğayı anlatan şiirleri ile bezendi. Tarihi yel değirmeninde iki sanatı buluşturup tatil için Bodrum’ a gelen sanatseverlere Anadolu’nun farklı noktalarında belki de bugüne kadar gizli kalmış ve görülmemiş tüm güzelliklerini bir arada sunmak istedik” dedi.

1 Eylül tarihine kadar açık kalacak sergiyi ilk gün 2500 sanatsever ziyaret etti.


Toplum - Yaşam Kaynak : BHA Yazar : Bodrum BHA

1 Mayıs 2009 Cuma

ŞİİRİMİN DİLİ


Şiirimin dili ?
Kaf dağı’nda kilitli
Halaylarda /
Davul zurna duy beni
Ayaklarım zincirlerle düğümlü
Boynu bükük menekşeye sor beni
Şiirin burcu muyam
Dil bilmez dağlı mıyam
Ağzımda dilim bağlı
Ben bunun harcı mıyam ?


Şiirimin dili ?
Ağulardan süzmeli
Türkülerde /
Ezgi ezgi duy beni
Uyaklarım, mayınlardan ateşli
Bölük-pörçük gülşenlere sor beni

Şiirin taşı mıyam
Dilleri dağlı mıyam
İçimde dilim ağlar
Ben bunun harcı mıyam?


Şiirimin dili ?
Telörgüyle çevrili
Ağıtlarda /
Dertli dertli duy beni
Dizelerim, hasretlerle nakışlı
Ariflerin sevdasına sor beni

Şiirin dalı mıyam
Bağcası bağı mıyam
Yanaram dilim dilim
Ben bunun harcı mıyam ?

Şiirimin dili ?
Ulu dağların seli
Irmaklarda /
Gürül gürül duy beni
Ezgilerim, ezim ezim ezimli
Dört kitabın nebisine sor beni

Şiirin narı mıyam
Dilleri acı mıyam
Hangi kitaba sığar
Ben bunun harcı mıyam?
ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
(Kanımda İki Su / Yorum Yayınları 1987 )
Beste Formu :
Şiirimin dili
Ağıtlardan süzmeli
Türkülerde / yanık yanık duy beni
Mısralarım hasretlerden ateşli
Boynu bükük menekşeden sor beni

Elleri bağlımıyam
Dil bilmez dağlımıyam
Hangi kitapta yazar
Ben hasret harcımıyam

Şiirimin dili
Ulu dağların seli
Irmaklarda / gürül gürül duy beni
Uyaklarım sevdalardan ateşli
Aşıkların sevdasına sor beni
NAKARAT

Şiirimin dili
Kaf dağında kilitli
Halaylarda / davul-zurna duy beni
Ayaklarım / zincirlerle kenetli
Gariplerin sevdasına sor beni
NAKARAT
Beste : Kemal BORAN - Yorum : Seyyal TANER

11 Nisan 2009 Cumartesi

ÇÜNKÜ BEN BİR DENİZDİM





Upuzun bir denizdim / hükümlü
masmavi ufukları savundum hep
güneşe verdim dalgalarımı
evrensel şarkılardı rüzgarlarım
barış bulutlarına kardeştim
yıkadım, arıttım / tüm bulanık ırmakları
araya sınırlar koymadım / ormanlarla
kucaklardım / tüm çiçeklerini dağların
çünkü ben bir denizdim...

O simsiyah zifir dağlar
zincire vurdu dalgalarımı
çevirdi dört bir yandan maviliğimi
kara bulutlarla kapladı
sonsuzluğumu ufkumun
şarkılarımı çoğaltmalısın
ey gökyüzü !
ben dostuyum güneşin
ışığı savunmaktan ötürü
upuzun bir denizdim / hükümlü

O kara bulutların bayram günü
darağacında / upuzun bir denizdim
engeller ufaldı
kayıverdi ayaklarımdan
uzadıkça uzadım sonsuzluğa
gökyüzü yanıbaşımda
beni bekliyordu
güneş ne kadar aydınlık
yıldızlar ne kadar sıcaktı
nabzım mavi mavi atıyordu
alt dudağımdan bir gül
yüreğimden döküldü
dupduru bir türkü
Çünkü ben bir denizdim
Deniz'likten hükümlü...




ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
( Şiirimin Dili/Eko Yayınları 1994 )

İÇİME KARANLIKLARI DOLAR


Van Gölü



Akşam olur özlemim yakar suları
Van Gölü mahzun şimdi
Süphan Dağı görünmez ötelerde
Dağlanır yüreğim.
Geceler ağıttır, çöker üstüme
Efsaneleri düşlerime girer memleketimin
Akdamar’da bir fener
Gölün dibinde o ses, çağırır gibi..
-Ah Tamara!
Kuzular ağlar sahilde
Yanar içerim.

Göl can çekişir burgaçlarında eski zamanın
Aklıma gülyarim gelir
Bir kaval ezgisinde buruklaşır özlemim
Karlı dağlar
Kıraç yaylalar çizilir gözlerime
Tüm mavilikler boşanır yüreğimden
İçime karanlıkları dolar.


ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI

( Kanımda İki Su/ Yorum yayınları 1987 )